Duygu Yönetimi ve Döngüler
- Çiğdem Talks
- 31 Ağu
- 2 dakikada okunur
Yürüyen Bir Duygu Olmak
"Duygu Yönetimi..." İlk kez duyduğumda aklıma plazaların yönetim katı geldi.
'Hangi şirkette çalışıyor bu duygu yönetimi ? Kaçıncı katta ofisi var? :)
Çünkü o zamanlar ben duygunun ta kendisiydim: Yürüyen, yemek yiyen, konuşan, öfkelenen hatta inanır mısınız mutlu bile olurdum:) Yani demem o ki yönetmek şöyle dursun, ben yönetiliyordum.:)
Duygularda Döngüler ve Karadelikler
Sonradan fark ettim ki aslında hepimiz gezegenler gibiyiz.
Kendi etrafımızda dönüp duruyoruz: Aynı tepki, aynı söz, aynı öfke...
Bir de bizim merkezimiz olan hayatımızın etrafında dönüyoruz: Aynı ilişkiler, aynı çatışmalar, aynı döngüler.
Ve duygular yönetilmediğinde bu döngü bir kara deliğe dönüşüyor.
Bir bakış, bir söz, bit tetikleyici...Tıpkı kara delik gibi önüne geleni yutuyor: Mantığını, sabrını, sevgini, hatta kendi ışığını bile...
Yıldızın Gücü
Ama yıldızlar gibi biz de seçim yapabiliyoruz. Eğer duyguyu fark edebilirsen, onu görebilirsen, o duygu ışığa dönüşüyor.
Yıldız nasıl çevresini aydınlatırsa, senin farkındalığın da önce kendini sonra çevreni aydınlatıyor.
Bazen de büyük sıkışmalar oluyor. Sanki artık patlamak üzeresin.
İş de o an süpernova anı...
Evet, patlıyorsun ama bu son değil. O patlama, yeni bir bilincin doğumu oluyor.
Krizden güç doğuyor.
Ve işte tam burada şunu anladım:
Duygusunu yöneten, her şeyi yönetir.
Sonsuz Olmadığımızı Hatırlamak
Bilim insanları Güneş'in ömrünün yaklaşık beş milyar yıl olduğunu söylüyor.
Yani en büyük ışık bile sonlu.
Bu bize şunu hatırlatıyor:
Biz sonsuz değiliz ama bilincimizle ışığımızı sonsuz kılabiliriz.
Duygu yönetimi iş de bu bilinci her an pratiğe dökmek.
Ya aynı döngülerde dönüp duran bir gezegen gibi kalacağız, ya da farkındalığımızla yeni yörüngeler açıp süpernova gibi ışığımızı çoğaltacağız. Sen hayatında kendine yol açmazsan hayat sana kendi bildiği gibi yollar açar. Sen boşluk doldurmazsan evren o boşlukları seve seve doldurur. Şu da bir gerçek ki dünya güneşin kuyruğuna takılıp gidiyor sanma ki sabir etrafında dönüyor. Sen de savrulup gitme.
Peki sen bugün direksiyonu kime bırakıyorsun: Duygularına mı, yoksa bilincine mi?
Yorumlar